25 Haziran 2009

Harry Potter Maceram

2001 yazinda Harry Potter and the Philosopher's Stone Turkce'ye ikinci kez cevirilip bu sefer Yapi Kredi Yayinlari tarafindan piyasaya suruldugunde kiyamet kopmustu. Bir muddet "Buyuklere cocuk kitabi" seklinde pazarlanmis olsa da buyuk kucuk herkesin okudugu bir kitap olmustu. O yaz ailecek Datca-Bodrum-Cesme'de uzun bir tatil yapmistik ve hangi plaja gitsek elinde bordo ciltli Harry Potter kitabi okuyan insanlara rastliyordum. Harry Potter asagi, Harry Potter yukari bir zamandi. O an karar vermistim: Hicbir guc bana Harry Potter kitabi okutamayacakti.

Canim Mubocugum her zaman "Buyuk lokma ye, buyuk soz soyleme" der. Onun bu lafini cok da takmadigim bir donemdi. Herkesin okudugu bir cocuk kitabini mumkunu yok okumazdim. Hem insan kendini bilmez miydi?

Sonra ilk kitabin filmi cekildi. Merakima yenildim ve oturdum seyrettim. Sonuc: Buyuk bir hayal kirikligi. "Bu muymus yani insanlarin kiyametler kopardigi kitap" dedim butun ukalaligimla. Iyi ki kitabi almamis, iyi ki okumamistim. Verdigim kararin dogrulu ortaya cikmisti iste.

Zamanda geri yuruyebilsem "Bekle ve gor" derdim o zamanki kendime...

2003 yazinda Cadde'de gezinirken Nezih kitabevine attim kendimi. Ingilizce kitaplarin satildigi bolumde indirim oldugu yaziyordu. Ucuza Ingilizce kitap alabilmenin cazibesi ile yanastim raflara. Simdi hatirlamiyorum neler vardi ama Harry Potter kitaplari gozume carpti. Elime aldim. Fiyatina baktim. Paraya kiysam mi, bir sans daha versem mi derken kitabi almaya karar verdim. Temmuz'un ortasindaydim, tatildeydim ve Istanbul'dayim. Yapacak hicbir isim yoktu. Boylece Harry Potter and the Prisoner of Azkaban'i, yani serinin 3. kitabini almis oldum. Aksam basladim okumaya. Satirlar satirlari, sayfalar sayfalari kovaladi. 10'lu yaslarinin basindaki Harry, Hermione ve Ron'in dunyalarina 20'li yaslarimin basinda daliverdim. Ne oldugunu anlamadan 2 gunde bitirivermistim kitabi. 3. gun Nezih'in yolunu tutmustum yine. Bu sefer serinin 4. kitabi Harry Potter and the Goblet of Fire ile ciktim kitapcidan. Daha kalin olan 4. kitabi okumam daha uzun surdu ama yine buyuk bir keyifle okuyup bitirdim.

Sonra Eylul geldi, okulun son senesi basladi ve ben derslerin, burs icin girdigim sinavlarin, master basvurularinin arasinda kayboldum. 2004 yazi geldiginde universiteden mezun olmus, seneye gidecegim okul belli olmus, yazin gelmesi ve okullarin tatil olmasi ile hissedilen o ozgurluk duygusunun, o basiboslugun vermis oldugu keyifle 5. kitabi satin almaya cikmistim. Bu sefer adresim Istiklal Caddesindeki Robinson Crusoe'ydu. Kitapcidan kulliyat seklindeki Harry Potter and the Order of the Phoenix ile ciktigimda avini yakalamis bir avci hissiyati ile yurumustum yolu.

Kulliyati okumam kolay olmadi. Agustos sonu Turkiye'den ayrilacaktim ve butun gunlerim sevgili-arkadas-aile-akraba gorusmeleri ile geciyordu. Aksam eve geldikten sonra gec saatlere kadar oturup okuyordum ama bu sefer de sabah erken kalkamiyor olmam sikayet konusu oluyordu. Kitabin son 30 sayfasi kalmisti, hikaye son derece heyecanliydi ve ben evimden ayriliyordum. Kulliyat da benimle gelecekti tabi, onu geride birakmak gibi bir niyetim hic yoktu. 1 Eylul sabahi havaalanina gitmek icin evden cikarken annem birseyler koymak icin sirt cantami acinca kiyameti kopardi. Zaten agir olan cantama bir de kalin kitabi tikistirmamdan hic hoslanmamisti. Kapinin onunde bir kitap yuzunden birbirimize girdik. Annem gozumun icine baka baka kitabimi cantamdan cikarip "Ara tatilde geldiginde okursun" diyerek masaya birakti. Sevdiklerimden ayrilmamin acisi bir yana sevgili kitabimi da geride birakiyor olmak cok koymustu bana. Ayrica sadece 30 sayfam kalmisti!!! Ocak'ta eve gelince ilk isim kitabi bitirmek oldu tabi.

2005 Eylul'unde Turkiye'ye donunce her yerde o sirada yeni piyasaya surulen serinin 6. kitabi Harry Potter and the Half-Blood Prince'i aramaya basladim. Leiden'da bir dukkanda gormustum ama kitap yine bir kulliyatti ve geri tasiyacagim onlarca kiloya bir de onu eklemek istememistim. Robinson Crusoe'daki kasiyer kadin bana yuksek bir fiyat soyledi kitap icin. Neden pahali oldugunu sordugumda yanit "Bu hardcover, bekleyin soft cover cikinca daha ucuza alirsiniz" oldu. Peki soft cover ne zaman cikacakti? Baharda. Saka mi yapiyorlardi? Geri geldigimden beri kitabi sayikliyordum. O sirada paraya kiyamadim ve almadim. Imdadima egitimine bi donem Fransa'da devam edecek olan hemsirem yetisti. Gibert Jeune'de indirimli bir kopyasini bulmustu (gozunu sevdigim tertemiz 2. el kitaplari ucuza satan gavur kitapcilari). Istanbul'a gelen bir arkadasi ile gonderiyordu. Yasasin!! Dunyalar benim olmustu. (6. kitap gelene kadar gecen surede serinin ikinci kitabi Harry Potter and the Secret of Chambers'i okudum)

Kitap geldiginde staja baslamistim. Her sabah kulliyatimi koltugumun altina sikistirip evden cikiyordum. Vapurda, oturacak yer bulursam sonrasinda bindigim otobuste okuya okuya gidiyordum. Is yerine gittigimde oda arkadaslarim hala gelmemisse masamda oturup okumaya devam ediyordum. Oda arkadaslarimdan biri de Harry Potter sevdalisi cikmisti. Bana email ile kitabin pdf halini gonderdi. Islerimi bitirdigimde acip pdf'ten okuyordum. Isten cikip eve donus yolunda yine kitabima gomuluyordum. Bu hizla kitabi bitirmem uzun surmedi tabi. Avuclarimi ogusturup son kitabi beklemeye basladim: Harry Potter and the Deathly Hallows.

Tam tarihini hatirlamiyorum ama kitap tum dunyada 2007 yazinda bir cumartesi gunu satisa cikacakti. Pandora'dan siparisimi coktan yapmis beklemeye baslamistim. Kitap cumartesi oglen elimdeydi. Serinin son halkasini, hem isteyerek hem de "aman bitecek" diye istemeye istemeye okudum. Kitap bittiginde kalbim kirilmisti. Boylesine heyecanla, sayfalarinda kendimi kaybederek okudugum serinin sonuna gelmis olmak uzmustu beni.

Bu hikayeyi neden hatirladim? Gunlerdir televizyonda vizyona girecek Harry Potter filminin fragmanlarini izliyorum. Bugun yine gorunce kendi Harry Potter macerami yaziya dokmek istedim. Bir edebiyat klasigi olamayacak asla ama Harry Potter serisi her zaman benim gozumun nuru olarak duracak kutuphanemin bir kosesinde. Ara ara canim cektiginde kutuphanemden alip sayfalarini acacagim, ya da en sevdigim bolumleri okuyacagim. Harry ve arkadaslari, Lord Voldermort ve Death Eaters, Dumbledore ve diger ogretmenler, Hogwarts School of Witchcraft and Wizardy, Gryffindor, Ravenclaw, Hufflepuff and Slytherin okullari, Potions, Magic, Expecto Patronums, Expelliarmus kisacasi Hogwarts'a ait buyulu ne varsa o sayfalarin arasinda var olmaya devam edecek. O dunyaya geri donmek icin tek yapmam gereken ise sayfalari cevirmek olacak.

**Meraklisina not: Filmini begenmedigim ve giyabinda butun seri icin "asla okumam" dedigim ilk kitabi ise hic almadim ve okumadim.

2 yorum:

  1. Harry Potter The Order of the Phoenix bence yazılmış en iyi fantazi-kurgu tipi kitaplardan biridir. Ben filmindeki cümbüşü beğendiğim için almıştım kitapları :) Senaryo ilk kitaplarda her ne kadar çocuk kitabı şeklinde başlasa da ilerleyen kitaplarda gerçekten efsane sınıfına giriyor.

    Okuduğum zaman son kitabın bir kaç hatasını bulmuştum senaryo açığı olarak ama hatırlamıyorum bile şimdi.

    Herkese tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  2. Daha gecenlerde Deathly Hallows'un son 2 bolumunu okuyasim geldi. Kitabin pdf'ini buldum, oturdum okudum. Hem surukleyici, hem espirili, yer yer huzunlu accaip birsey. Etrafimda sevip okuyan da yoktur bu arada. Ay Hayri Pitir mi okuyosun diye asagilanirim bi de :)

    YanıtlaSil