15 Haziran 2009

If Only Money Grew on Trees


[**Filmi izlemediysen ve izlemeyi dusunuyorsan yaziyi okumamani tavsiye ederim sevgili okur.]

Gecenlerde bizim cocukla yine "benim filmlerimden izleyelim, hayir bu sefer benim filmlerimden izleyelim" kavgasi yaparken televizyonda the Pursuit of Happyness baslayinca ona takildik kaldik.

Film gercek bir hayat hikayesine dayaniyor. Chris Gardner, butun aile yatirimini simdi adini tam da hatirlayamadigim "kemik tarayicisi" aletlerine yatiriyor. Doktor muayenehanelerini geziyor. Bir gun elinde scanner yolda yururken, son model arabasini (Ferrari miydi neydi tam hatirlamiyorum) park edip isine gitmeye calisan bir adamla karsilasiyor. Adama ne is yaptigini soruyor, adam broker oldugunu soyluyor. Chris bir arabaya bir adamin girdigi sirketin kapisina bakiyor ve o an broker olmaya karar veriyor.

Filmin geri kalaninda karisiyla ayrilmasi, oglunun bakimini ustlenmesi, broker olmak isteyenlere staj programi duzenleyen sirketlerden biri olan
Dean Witter Reynolds'a kabul edilmesi, o sirada yasadigi parasizlik/evsizlik vs. gibi bircok sorunu anlatiliyor. Dean Witter Reynolds egitim goren 20 stajyer arasindan sadece bir kisiyi 6 aylik egitim programindaki basarisina bakarak ise alacagini soyluyor. Yani felaket bir rekabet soz konusu.

Film mutlu bir sonla bitiyor tabi ki. Yani kotu sonla biten bir gercek hayat hikayesini neden filme uyarlasinlar zaten degil mi. Evet kahramanimiz Chris ise alinan stajyer oluyor. Film bittikten sonra iki kisa yazi akti onumuzden, Dean Witter sonrasi hayatini ozetlediler. Chris multi-milyoner olmus. Cok para kazanmis. Aradigi mutlulugu bulmus dahasi mutlulugu daim olmus.

Oncelikle belirtmek gerek, Will Smith cok basarili bir is cikarmis. Ben hep komedi tarzi hatta cogu zaman sacma sapan diye tabir edebilecegimiz zirva filmlerde izlemistim kendisini. Ilk defa dramda izledim, gayet basariliydi. Hele filmin sonundaki sevinc sahnesini o kadar buyuk dogallikla ve o kadar duygu yuklu oynamis ki... Will Smith'in oglunu oynayan ve gercek hayatta da oglu olan velet dunya tatlisiydi.

Filmin konusuna-icerigine gelince. Ben American Dream vari filmlerden hazetmiyorum sevgili okur. "Calisirsan bir gun sen de basarili olursun, eger basarisizsan bu senin tembelliginden, salak oldugundan vs." gibi Amerika'da ve hatta dunyada gittikce kabul edilen anlayis sinirimi bozuyor. Adidas'in "Impossible is nothing" reklamlari da keza ayni fikri pompaliyor topluma: Calisan kazanir. Bunun dogru olmadigini, insanlarin firsat esitligine sahip olmadigini, calistigi halde basarili ol(a)mayan milyonlarca insanin yasadigini, bunun da kisinin "gerizekali, tembel vs. oldugu" icin degil, sistemin onlari en bastan yarisin disana itmesinden kaynaklandigini fark etmeyi zorlastiriyor bu tur filmler. Insanlari uyutuyor. "Calismadigim icin fakirim-egitimsizim-meteliksizim" diye dusunuyor ya da karsisindaki onunla ilgili bu sekilde dusunuyor. Kimse firsat esitsizliginin toplumu nasil boldugunun farkinda degil. Basarisizsan sorumlusu sensin. Nokta.

Filmde sevmedigim bir diger nokta kahramanimiz Chris'in mutlulugu gordugu son model bir araba ile aramaya karar vermesi ve onu elde etmek icin de broker olmaya calismasi. Bu mudur yani. Su devirde "parasiz saadet zor" diyebilirsin sevgili okur ama zenginligin, son model araba kullanmanin "mutluluk"un kod adi oldugunun filmlerde boylesine pazarlanmasi beni rahatsiz ediyor. Para ile mutlu olmak icin devamli aliyor olmaniz lazim. Devamli tuketmeniz. Oyle bir zamandayiz ki aramizda sadece alisveris yaparak mutlu olabilen insanlar yasiyor. Bu insanlarin sayisi da hic az degil. Zaten sistem de bizden bunu istiyor. Harcayarak mutlu olmamizi. Daha cok daha cok harcamamizi. Oysa harcayarak mutlu olmak sadece bir iluzyon. Ama insanlar yalniz hayatlarinda o iluzyona bile razilar bu zamanda. Uzattim farkindayim ama bu mudur, mutlulugu kovalayan bir adamin hikayesinin cikis noktasi gordugu Ferrari'ye sahip olmak istemesi midir.

Filmde ayrica Chris'in onca eksikligine, egitimsizligine ragmen nasil oluyor da ise kabul ediliyor noktasi karanlik kaliyor. Ne yapiyor bu adam da egitimli ve en az kendisi kadar hirsli diger stayjerler arasindan siyriliyor? Belirsiz.

Filmle ilgili diyebileceklerim bunlar. Will Smith ve veletin performansi basarili. Vermeye calistigi mesaja ise karsiyim. Bir daha izler miyim? Sanmiyorum.

1 yorum:

  1. Fili izleyemeyenler ve tekrar izlemek isteyenler bu cuma saat 19:50'de Kanalturk TV'de izleyebilirler. :)))

    YanıtlaSil