Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama bu sene Oscar Ödülleri'nde En İyi Film Adaylığı alan dokuz filmden altısı (yani üçte ikisi - matematiğim çok iyidir) gerçek hayat hikayesinden uyarlanmış. Bazıları yayımlanmış bir kitaba, bazıları da kitaplaşmamış gerçek hikayelere dayanan bu filmler arasında American Hustle, the Wolf of Wall Street, 12 Years A Slave, Captain Phillips, Dallas Buyers Club ve Philomena var. İrlandalı yaşlı bir kadın olan Philomena Lee'nin (Judi Dench) hikayesini konu edinen Philomena, elli yıl evlat özlemi çeken bir annenin çocuğunu bulmak umuduyla çıktığı yolculuğu anlatıyor. Burada hem fiziksel hem de zihinsel bir yolculuktan bahsediyoruz. Hikayeyi kitaplaştırmak arzusundaki gazeteci Martin Sixsmith (Steve Coogan) ile birlikte İrlanda'dan Amerika'ya uzanan bu hayat hikayesinde Philomena, kendi geçmişiyle yüzleşip içhuzuruna kavuşmaya çalışıyor. 1950lerin Katolik, dindar ve muhafazakar toplumsal yapısı üzerinden inanç, günah, ahlak vs. gibi kavramları sorgulayan filmin epey hüzünlü ve güçlü bir hikayesi var. İzlerken filmin yapmaya çalıştığı ahlaki çıkarımları gayet iyi anlıyorsunuz. Ama gelin görün ki film izleyiciyi aptal yerine koyup bu mesajı sonlara doğru Martin üzerinden dikte etme ihtiyacı hissetmiş. O kısım hem gereksiz kaçmış, hem eğreti durmuş hem de ne gerek var Philomena'nın rolünü çalmaya dedirtiyor. Steve Coogan ile Judi Dench'in kimyası güzel tutmuş. Lakin naif ve naifliğinden dolayı yer yer komik olan Philomena karakteri biraz üstünkörü ele alınmış gibiydi. Karakter analizinden ziyade yaşananlara odaklanan Philomena duygusal konusu ile dikkatleri üzerine çeken bir yapım. Yine de beklentilerinizi fazla yüksek tutmayın derim.
Philomena
2013 İngiltere-ABD-Fransa
Yönetmen: Stephen Frears
Yıldız Karnesi: ***