Çok uzun bir aradan sonra merhaba!
Geçenlerde iki yakın arkadaşımla sohbet ediyorduk. Üçümüz de hayatımızın belirli dönemlerinde blog yazmış insanlarız. Yeniden yazmaya başlamak vs. üzerine konuşurken blogların öldüğünden, artık tüm etkileşimin görsellik üzerinden yürüdüğünden söz ettiler. Açıkçası bu ilk defa duyduğum bir mesele değil. Instagram ve Youtube'un "video killed the radio star" benzeri bir durum yaşattığının farkındayım. Kaldı ki bu yükselen yıldızları kendim de kullanıyorum. Youtube kanalım yok ama düzenli takip ettiğim kanallar mevcut. Instagram'da ise aktif kullanıcıyım ve fotoğraflara bakmayı, ışığın nasıl kullanıldığı, kompozisyonun nasıl kurulduğu gibi konulara kafa yormayı, beğendiğim hesaplardan ilham almayı ve kendi çektiğim fotoğrafları yüklemeyi seviyorum. Ama fotoğrafların altını mini blog gibi kullanmaktan hoşlandığım söylenemez. Genellikle uzun foto altı yazılarını okumuyorum çünkü Instagram kullanma sebebim görsel anlatım odaklı. Herkesin sosyal medya araçlarını kullanma şekli farklı ve benimkisi böyle. Bu yüzden fotoğrafların altına uzun captionlar yazmak içimden gelmiyor. Lakin yazı yazmayı da çok özlediğim aşikar. O yüzden bu eskimiş, arkaik, artık çoğu insanın yüzüne bakmadığı sosyal medya alanına geri dönmek istedim.
Hoş geldiniz. Eski yazılarınızı severek okurdum. Merakla takipteyim :-)
YanıtlaSil