Osmanlı'nın toplumsal yapısına dair Tanzimat fermanı ile başlayan tartışmaların önemli bir bölümünü "kadın hakları" meselesi oluşturur. Toplumsal hayattan soyutlanmış olmaları, giyim-kuşamları, evlilikte kadın-erkek ilişkileri gibi konular, özellikle zengin ailelerin iyi eğitim almış kızları tarafından tartışılmaya başlanır. Dolayısıyla, bu konular üzerine kalem oynatan Fatma Aliye'nin, Osmanlı devlet adamlarından Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı olması hiç şaşırtıcı olmasa gerek. (Küçük bir not: Ahmet Cevdet Paşa'nın bir diğer kızı Reya, Şerif Mardin'in annesidir) Fatma Aliye'nin, 1898-1900 yılları arasında Hanımlara Mahsus Gazete'de tefrika edilen eseri Levâyih-i Hayat bildiğimiz anlamda bir roman değil. İsimleri Fehame (ululuk), Mehabe (heybet, hürmet), Sabahat (güzellik, letafet), İtimat (güvenme) ve Nebahat (şeref) olan ve birbirlerine akrabalık bağıyla bağlı beş kadının yazdığı mektuplardan oluşan romanın bir hikaye bütünlüğü yok. Birtakım ortak temalar üzerinden dertleşme, fikir alışverişinde bulunma gibi gayeler ağır basmış. Böylesine kısa bir kitaptan beklenemeyeceği üzere, karakterlerin derinlikleri de yok. Ama hepsinin o döneme ait evlilik ve eşler arasındaki ilişkilerin seyrine dair ortalama görüşlerden farklı düşündüğünü anlıyoruz. Bu beş kadından üçü evli, ikisi ise bekâr. Evli olanlardan biri son derece mutlu, diğer ikisi ise bir o kadar mutsuz. Mutsuz olanların evliliklerinin akıbetine dair öngörüleri ise birbirinden farklı. Evli olmayanlar ise evlenince başlarına gelecek olanın, hayalini kurduklarının aksine, tanık oldukları ilişkilere benzeyeceğini düşünüyor. Burada yine toplumsal sınıf ve kadının ekonomik gücü devreye giriyor ve zengin olanın evlenmeme ihtimali üzerinde durulurken, geçim gücüne sahip olmayanın ise başka çaresi olmadığının altı çiziliyor. Bir diğer göze çarpan mesele ise eğitim. Belki de bugünün bile ilerisinde bir görüşle, erkeklerin eğitimli olmasının evliliklerinde sorumluluk alcakları ve eşlerine "kötü" davranmayacakları anlamına gelmediğini ima ediyor. O dönemin evlilikleri ile kadın-erkek ilişkisine eleştiriler yönelten, kadın deneyimlerini farklılaştıran sosyal sınıfa dikkat çeken (ve ilginç bir şekilde kesişimselliğe değinen) Hayattan Sahneler, modern düşünceyi Cumhuriyet ile başlatan ana akım (ezber) anlatılara inat, Osmanlı kadınları arasında yayılan feminist düşünce ve tartışmalara ışık tutuyor.
Fatma Aliye - Hayattan Sahneler (Levâyih-i Hayat)
Beyaz Balina Yayınları, 2019
Günümüz Türkçesi: Tülay Gençtürk Demircioğlu