6 Ekim 2012

Geriye Kalan (2012)


Geriye Kalan, geçtiğimiz ay İstanbul Modern Sinema'nın düzenlediği Biz de Varız! film programı gösteriminde izlediğim iki filmden biriydi (diğeri de Raşit Çelikezer'in son filmi Can'dı). Çok bilindik bir konuyu, bir aldatma öyküsünü ele alan film, yönetmen Çiğdem Vitrinel'in de ilk uzun metraj denemesi. Üst-orta sınıfa mensup, uzun yıllardır evli Sevda ile Cezmi çok da mutlu bir aile imajı çizmezler lakin gündelik hayatın sıradan akışında ilişkileri/evlilikleri bilindik rayında, sıkıcı ama alışılmış rotasında tıngır mıngır ilerler. Uzun zamandır birlikte yaşayıp biten ilişkilerinin farkında olan ama değişime açık olmadıklarından birbirlerine katlanmaya devam eden bütün çiftlerinki gibi. Bu akışı belli suların rotası bir gün Cezmi'nin dikkatini çeken bir kadınla, Zuhal ile değişir. Aynı işyerinde çalışan Cezmi ve Zuhal bir ilişki yaşamaya başlar. Sevda'nın bu ilişkiyi öğrenmesiyle dengeler değişir ve karşımıza hafif gerilim yüklü bir hikaye çıkar. 

Filmde dikkatimi çeken şeylerden birisi toplumdaki klişeleşmiş aldatılan ve aldatan erkekle beraber olan kadın portrelerinin tepetaklak edilişiydi. Bu portrelere göre aldatılan kadın uzun bir birlikteliğin yarattığı alışkanlık sonucu kendine bakmayı bırakan, üstüne başına dikkat etmeyen, kocası ile sevişmeyen, tek derdi çocukları olan, kısacası kendine özen ve kocasına ilgi göstermeyen kadındır. Hatta sırf bu yüzden aldatılmayı hak eder. Aldatan erkekle beraber olan kadın ise fettandır, tam bir dişidir. Aldatılan kadında olmayan her şeydir. Feminen, güzel giyinen, süslenen, erkeğe istediği özen-ilgi-alakayı gösteren, onu gündelik sorunlarla boğmayan tam bir arzu nesnesidir. Bir taraf artık anadır ve hiçbir seksapalitesi kalmamıştır. Öteki taraf dişidir ve en büyük özelliği seksapalitesidir. 

Geriye Kalan'ın aldatılan ve aldatan erkekle birlikte olan kadın portrelerine baktığımızda bu klişelerin tam tersine çevrildiğini görürüz. Aldatılan kadın Sevda güzeldir, her daim bakımlıdır, elbiseleri ütülüdür, sanki dolaptan fırlamış moda mankeni gibidir. Oysa Zuhal özensizdir, daha az bakımlıdır, hatta Sevda'nın yanında son derece sönük kalır. Üstelik Cezmi'yi baştan çıkaran seksi bir femme fatale filan da değildir. Sadece Cezmi'nin ilgisine karşılık verir.   

Cezmi yeni sevgilisinden evli olduğu gerçeğini saklamaz. Yani Zuhal kandırılmış, temiz/saf duygularıyla oynanmış bir kadın değildir. Kısacası yaşadığı ilişki yüzünden onu toplum nezdinde aklayacak en büyük koz elinden alınmıştır. Evli bir erkekle bile isteye birlikte olur. Genelde aldatma hikayeleri izleyiciyi (gündelik hayatta da böyle) saf tutmaya davet eder ve aldatılan ve aldatan erkekle birlikte olan kadınların kişilikleri üzerinden hikayedeki mağdur/zalim belirlenir. Genelde aldatma eylemini yapan erkeğin görünmez olduğu bu anlatılarda ya dişiliğini kaybeden bakımsız kadın haksızdır ya da baştan çıkaran şeytan kadın. Bazen izleyici/dinleyici baştan çıkaranı zalim belirlese de kurban kadının basiretsizliğinden, bu aldatmaya katkısından dem vurmaktan kendini alamaz. Erkek baştan çıkarılmaya müsait hale gelmiştir çünkü karısı dişiliğini kaybetmiştir. Geriye Kalan tam da bu yerleşik anlatı kalıplarına çomak sokuyor ve neredeyse ezberlediğimiz klişeleri yerlebir ediyor.

Tabi bütün bunlardan filmin, Cezmi'nin aldatmada oynadığı rolün altını çizdiği varsayımını çıkarmak epey yanlış olur zira Geriye Kalan'ın Cezmi ile pek bir derdi yok. Film, aynı erkek üzerinden kaderleri birbirine bağlanan iki kadının yaşananlardan nasıl etkilendiği ve dönüştüğü ile ilgili daha çok. Filmin iyi kadın-kötü kadın ayrımını kalın çizgilerle çektiğini düşünmesem de Sevda karakterinin biraz daha derinlikli olduğunu görmek isterdim. Özgürlüğüne düşkün Zuhal'in daha gri bir karakter olduğunu, hayattaki varoluşu kocası üzerinden şekillenen Sevda'nın onun yanında biraz daha tek renk kaldığını düşünüyorum. Cezmi ise hikayenin ortasında durmasına rağmen filmin odağında değildi ve bu sepebten dolayı Sevda ve Zuhal kadar bile derinleştirilmemesi beni çok rahatsız etmedi. Filmde sevdiğim bir diğer mesele de suç ve suçlu ile ilgili oluşturulmuş toplumsal algıyıyla bir güzel oynanmasıydı.

Uzun lafı kısası, Geriye Kalan eksiklikleri olsa da kendini izlettiren, derdini izleyiciyi sıkmadan aktaran, bilindik aldatma hikayesini suçlu/suçsuz, mağdur/zalim gibi ikilemlere başvurmadan ele alan, mütevazi bir film. ***½

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder