22 Mart 2013

Zerre (2012)


!f İstanbul sayesinde izleme şansı yakaladığım, yönetmen Erdem Tepegöz'ün ilk uzun metraj denemesi Zerre, yoksulluğun ve çaresizliğin ortasında hayata tutunmaya çalışan Zeynep'in yaşamından kısa bir kesit sunuyor. Bir dikim atölyesinde etliye sütlüye karışmadan üç kuruşa çalışan Zeynep'in birtakım yanlış anlamalar sonucu kapının önüne konmasıyla başlıyor her şey. Yoksul bir mahallede, yaşlı annesi ve hasta kızıyla tek odalı, gecekondudan bozma bir evde yaşayan Zeynep, hemen iş aramaya başlıyor. Lakin ekmek aslanın ağzında. Film, sıkışıp kaldığı görünmez duvarların arasında soluk almaya çalışan Zeynep'in ufak bir umuda tutunarak, o duvarlara çarpa çarpa yol alışını anlatıyor. İnsan emeğinin hiçbir kıymetinin kalmadığı, maddi ve manevi sömürünün tavan yaptığı bir dünyada, zor çalışma koşulları altında, erkeklerin en alt sınıfta bile iktidar ve güçle köşebaşlarını tuttuğu bir ortamda hayat kadınlar için çok zor. Kendinden ödün vermek istemeyen ama öte taraftan ailesine bakmanın bütün yükünü omuzlarında taşıyan Zeynep'in hayatını hazmetmek ise hiç kolay değil. Erdem Tepegöz'ün kamerası, alt sınıfın çalışma koşullarını, yaşadıkları yoksul hayatı, çaresizlikleri hiç filtrelemeden gözümüze sokuyor. Koltuğumuzda rahatsız otururken kendimize sorup duruyoruz: bu hayatın içinde yok olmaya yüz tutmuş küçük zerrecikler miyiz biz? Omzuna konan minik bir kuş misali Zeynep'in hayatına bir kaç günlüğüne dahil olup çıkınca nedir cebimizde kalan? Zeynep karakterine can veren Jale Arıkan, performansıyla filmi sürükleyip götürmüş. Üstelik canlandırdığı karakter geçtiğimiz sene izlediğim onca zayıf, erkeğe muhtaç kadın karakterden sonra (Araf'ın Zehra'sı, Gözetleme Kulesi'nin Seher'i, Kuma'nın Ayşe'si) ilaç gibi geldi. Nisan ayında hem Türkiye'de hem de Avrupa'da gösterime girecek bu filmi kaçırmayın derim.    

Zerre 
Yönetmen: Erdem Tepegöz
2012 - Türkiye
Yıldız Karnesi: ****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder