Tezi yazmakla işin bitmeyeceğini, bir sürü bürokratik işlemle mücadele etmem gerekeceğini pek tahmin edememişim. İstanbul'da geçirdiğim 5 haftalık süreçte neredeyse haftada en az 3 kez okula uğradım. Mezuniyet yazımı çıkartmak için konuşmadığım insan, okulda uğramadığım kurum kalmadı. Kayıt işlerinde yazıyı ellerime alacağım ana saniyeler kala görevli memur nüfus kağıdımı isteyip "aaaa, sizin soyadınız değişmiş" diye haykırınca (o ana kadar sakladım değiştiğini evet) nerdeyse ruhumu teslim ediyordum. Neyseki yeni soyadımı sadece diplomaya eklemeleri gerekiyormuş. Derin bir "oh" çekerek mezuniyet belgemi ellerime aldım (sonra yurtiçi kargoda unuttum; tam bir gece orada bekledi yavrucak).
Bütün koşturmaca arasında beni en çok mutlu eden sözü, bütün tezlerin formatına bakıp kontrol eden Edit Office'deki görevli söyledi. Tezin başına yazdığım "Teşekkür" yazımı çok profesyonelce bulduğunu, insanların neredeyse evdeki köpeklerine bile teşekkür ettiğini, tezin aslında profesyonel bir iş olduğunu ve ona uygun yazılması gerektiğini belirttikten sonra, bir sonraki koca bomboş sayfanın tam ortasına kondurduğum kısa iki satırlık ithafımı çok beğendiğini söyledi.
"To my father,
The most talented and amusing narrator I have ever met…"
"Teşekkür" yazımın son paragrafı ise şöyle oldu.
"I should express my deepest gratefulness to my family; my mother, my father and my sister, who have never let me walk alone. It’s not only their care, support, encouragement and belief in me, but also their own existence, the fact that they’re my family and that they’re always with me, no matter how far away our physical existences are, always gave me the strength to carry on. Last but not least, I should express my extreme indebtedness to my husband, whose presence I undeniably cherish and who never lets me fall into the dark waters of idleness and desperation in any possible way. To him, I owe a lot."
Bütün koşturmaca arasında beni en çok mutlu eden sözü, bütün tezlerin formatına bakıp kontrol eden Edit Office'deki görevli söyledi. Tezin başına yazdığım "Teşekkür" yazımı çok profesyonelce bulduğunu, insanların neredeyse evdeki köpeklerine bile teşekkür ettiğini, tezin aslında profesyonel bir iş olduğunu ve ona uygun yazılması gerektiğini belirttikten sonra, bir sonraki koca bomboş sayfanın tam ortasına kondurduğum kısa iki satırlık ithafımı çok beğendiğini söyledi.
"To my father,
The most talented and amusing narrator I have ever met…"
"Teşekkür" yazımın son paragrafı ise şöyle oldu.
"I should express my deepest gratefulness to my family; my mother, my father and my sister, who have never let me walk alone. It’s not only their care, support, encouragement and belief in me, but also their own existence, the fact that they’re my family and that they’re always with me, no matter how far away our physical existences are, always gave me the strength to carry on. Last but not least, I should express my extreme indebtedness to my husband, whose presence I undeniably cherish and who never lets me fall into the dark waters of idleness and desperation in any possible way. To him, I owe a lot."
Teşekkür ve ithaf bölümleri, koca tezde yazdığım en zor kısımlardı. Gerçi kime ithaf edeceğimi yazma sürecinde biliyordum ama hangi kelimelerle, işte onu seçmek zor oldu. Teşekkür kısmında profesyonel olmak, aşırı duygusallığa bağlamadan duygusal birşeyler de yazabilmekti bütün meselem. Başardığımı düşünüyorum, o yüzden mutluyum.
Ben de anneme adamıstım master tezımı. Benimki de cok sade ve kisaydi aslinda:
YanıtlaSilDedicated to my mother:
You are the wind beneath my wings..
demistim, ayni adli sarkidan esinlenerek!
tebrikler! basarilarinin devami dileklerimle
Moonie
Moonie cok tesekkur ederim. Senin ithafini da cok begendim. Artik darisi doktora tezlerinin ve yazilmasi muhtemel kitaplarin basina :)
YanıtlaSilSevgiler,
Okudugum en guzel ve dokunakli tesekkur yazilarindan biri. Muhendislikte oldugumdan, bizim mezunlar bu kadar guzel asla yazamiyor.
YanıtlaSilNurvenur,
YanıtlaSilCok tesekkur ederim yorumun icin. Cok mutlu oldum begenilmesine :)