Geçtiğimiz sene pek çok sitcom'da şansımı denedikten sonra (New Girl, Don't Trust the B---- in Apt. 23, Are You There Chelsea), nihayet gönlüme göre bir dizi bulabildim: Episodes! Yayınlanmış iki sezonu (toplam 16 bölüm) kısa sürede tüketerek başladığım yere geri dönmüş olsam da, yazın üçüncü sezonun başlayacağını kendime hatırlatıp yüreğime su serpiyorum. İngiltere ve Amerika ortak yapımı Episodes, her bölümünü sıkılmadan tekrar tekrar izlediğim Friends'in yaratıcısı ve yazarı David Crane ile dizi piyasasında daha önce yolumun hiç kesişmediği Jeffry Klarik'in ellerinden çıkma. Başrolleri Friends'in Joey'si Matt LeBlanc, (Black Books ve Emma'dan beri) pek bayıldığım Tamsin Greig ve bu dizide tanışıp sevdiğim Stephen Mangan paylaşıyor.
İngiliz çift Beverly (Tamsin Greig) ve Sean (Stephen Mangan), İngiltere'de izlenme rekorları kıran ve ödül üstüne ödül alan komedi dizisi Lyman's Boys'un senaristleridir. Ödül gecesi heyecanları henüz taptazeyken karşılarına çıkan Amerikalı yapımcı Merc Lapidus (John Pankow), Beverley ve Sean'a L.A'e taşınıp dizinin Hollywood versiyonunu çekmelerini teklif eder. Önlerine çıkan bu fırsata Sean çocuklar gibi sevinirken Beverley pek istekli değildir. Hiç tanımadığı bir ülkede kariyerini yeniden test etmek, alıştığı düzeni bozmak, hatta Londra'nın yağmurlu, çirkin havasından dahi ayrılmak istemez. Lakin muhterem kocasının azmi ve isteği Beverley'nin kendini rahat hissettiği konfor alanından çıkmasına ve teklife (sırf Sean için) evet demesine neden olur. Yeni bir ülkeye, şehre, daha da önemlisi yeni işlerine alışmaya çalışan kahramanlarımızı elbette kolay günler beklememektedir. Hiç akıllarında yokken, hatta ismi kendilerine önerildiğinde şiddetle karşı çıkmalarına rağmen, yazacakları dizinin kadrosuna Matt LeBlanc dahil edilir. Beverly ile Sean'ın Hollywood serüveni de böylece başlamış olur. Bu serüven süresince hem Amerika'daki insan ilişkilerine ve televizyon piyasasının işleyişine dair yeni şeyler öğrenecek, hem de kendi ilişkilerini test edeceklerdir.
Matt LeBlanc, kurgulanmış "Matt LeBlanc" karakterinde orta yaşlı, zengin, dul, çocuklarını seven ama sorumluluk sahibi baba olmayı bir türlü başaramayan bir Hollywood yıldızını oynuyor. Yer yer Friends'in Joey'sini andıran hal ve tavırlar gösterse de hiçbir halttan anlamayan, tek derdi uçkuru olan, saf, salak Joey ile benzeştiğini söylemek pek mümkün değil. Burada da uçkurunu tutamadığı oluyor belki ama pişmanlıkları, korkuları, zaafları olan bir yanı da var karakterin. Sevmeyi bilen bir tarafı var. Üstelik LeBlanc'ın kendisiyle dalga geçebilen bir aktör olması onu izleyici gözünde daha da güçlü kılıyor (aynısını başka bir dizide James Van Der Beek de başarıyla yapıyor). Beverly ürkek bir ceylan gibi. Şaşkınlığı, sevinci, üzüntüsü, kararsızlığı, pişmanlığı kısacası yaşadığı tüm duygular o kadar sade ve o kadar içten. Sean ise enerji dolu, komik, gururlu, şaşkınlıktaysa Beverly'le yarışır ama içinde bulunduğu yeni ve garip durumları ondan daha iyi idare eder. 2012'de Altın Küre'yi Matt LeBlanc kucaklamış olabilir ama diziyi izleme sebebim kesinlikle Tamsin Greig ve Stephen Mangan (üzgünüm Matt!). Dizide en-en-en-en sinirimi bozan karakterler ise Beverly ve Sean'ın sekreteri ile Matt'in ekibindeki Myra Licht (karakterin adını hiç kaydetmemişim IMDB'den baktım. Şu lafları uzata uzata burnundan konuşan hatun). Gereksiz abartılı karakterler ve onların hiçbir repliğine güldüğümü hatırlamıyorum. Diziden çıkarılsalar eksiklikleri hissedilmez.
Episodes bir yandan Amerika'daki dizi ve televizyon endüstrisi ile dalga geçerken diğer yandan izleyiciye bu endüstride tutunmanın zorluklarını aktarıyor. Uzun lafın kısası, Episodes 2012'nin en iyi sitcom dizilerinden. En iyisi demiyorum hem iddialı olur, hem de yayınlanan bütün sitcom dizileri izlemediğim için anlamsız olur ama sizin de aradığınız yarım saatlik komedi ise doğru adrestesiniz.
(Yıldız Karnesi: *****)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder