Feriköy Mezarlığı'nda Randevu (2012), Barış Uygur'un, bizi Süreyya Sami ile tanıştıran polisiye dizisinin ilk kitabı. Eski bir polis olan Süreyya Sami şu hayatta görüp göreceğiniz en rahat kitap karakterlerinden. Babasının zoruyla polis kolejine giren, ardından polis akademisini bitirip göreve başlayan Süreyya, zorunlu hizmet için doldurması gereken sekiz seneyi tamamladığında görevinden istifa etmiş. O gün bugündür kendi tabiriyle ''ufak tefek'' işler yaparak geçinen Süreyya, badana-boyacılıktan devlet dairesinde iş takibi yapmaya kadar geniş bir yelpazede hizmet sunuyor. Arada, o da neredeyse aradaki tanıdıklar hatrına, kayıp insanları bulmak için kollarını sıvıyor. Parayla pulla pek işi olmayan, bakkala kabarık bir veresiye borcu bulunan Süreyya ne teknolojinin en çılgın takipçisi, ne de dedektiflerin en çakal, en kurnazı. Parasının yettiği ölçüde yaşayan, kütüphaneye gidip gazetelerin eski sayılarını okumaktan hoşlanan, bekar, çocuksuz, kimsesiz bir adam.
Spor yazarı Kemal Deren, kayıplara karışan eşi Deniz Cengiz'i bulması için Süreyya'nın yardımına başvurunca hikaye başlıyor. Kocasının hakkında fazla bilgiye vakıf olmadığını anladığımız Deniz Cengiz'in peşine düşen Süreyya, Deniz'e ulaşmanın yollarını ararken onun en yakın arkadaşı Emel'le tanışıyor ve aşkın ateşine düşüyor. Bende bir aşk romanının içine iliştirilmiş polisiye hikaye okuduğum hissini uyandıran Feriköy Mezarlığı'nda Randevu, okuyucuyu Süreyya Sami ile tanıştırıyor lakin fazla bir şey vaadetmiyor. Barış Uygur'un politik mesajlarını metne güzelce yedirmek yerine ''kör gözüm parmağına'' şeklinde vermesi de beni bir miktar rahatsız etti. Siyasetin edebiyata bulaştırılmasına karşı filan değilim elbette. Sadece metnin içine ve karaktere yedirilmediğinde fazla didaktik duran siyasi görüş belirtme şeklinden pek hoşlanmıyorum. Bunlar savunduğum görüşler olsa bile. Barış Uygur'un enteresan bir tarzı var. Karakteri gibi gazetelerin eski sayılarını okumaktan zevk aldığını düşündüğüm Uygur, Süreyya Sami'nin bu macerasını 2002 yılında kurguluyor. Hem de o yıla ait siyaset, spor, yaşam vb. detayları kullanarak.
Cehennem Çiftliğinden Kaçış (2012) ise serinin ikinci kitabı. Seri diyorum ama ilk kitabı okumadan buna başlayanlar hiçbir şey kaçırmış olmayacaklar. Zira Barış Uygur, ilk kitapta gördüğümüz ve ikinci kitapta tekrar karşımıza çıkan yan karakterleri okuyucuya hatırlatmayı unutmamış. Bir önceki macerayla arasında bir bağlantı da bulunmadığından dilediğiniz sırayla okuyabilirsiniz kitapları. Polislikten terk Süreyya Sami, yine bir arama-bulma (kurtarma) macerasında bizlerle. Bu sefer ortadan kaybolan polis arkadaşı Cemil'in kızı Zeynep. Üstelik nerede ve kimlerle olduğu da biliniyor ama Zeynep'i almak hiç de kolay iş değil. Çünkü Zeynep, zengin ve eli ayağı düzgün genç kadın ve erkeklerden kendine bir topluluk yaratmış Reis efendinin çiftliğinde kalıyor. Siyasetçilerden polislere, avukat-hakimlerden birçok bürokrata tehdit, şantaj, cinayetle sindirilmiş insanlar ordusunda Zeynep'in evine dönmesine yardım edecek bir Allah'ın kulu yok! Süreyya Sami'den başka. Fazla nazlanmadan sonu bilinmez (evet belki tahmin edilebilir) bir maceraya balıklama atlayan Süreyya'nın bu sefer bir miktar paraya, iyi hazırlanmış bir plana ve deli cesaretine ihtiyacı var. Bir önceki kitabındaki acemiliğini üzerinden atan Barış Uygur kurgusu ile şapka çıkartacak bir polisiye hikayesi kaleme almış. İlk kitabında olduğu gibi, hikaye yine geçmişte, bu sefer 2009 senesinde geçiyor, yine gerçek hayattan alınma detaylarla birlikte. Politik mesajlar bu sefer hiç rahatsız edici durmuyor. Barış Uygur'un akıcı dili ve okuyucuyu hiç sıkmayan anlatımı ile sayfaları çevirip Süreyya'nın macerasına ortak oluyorsunuz. Kitabın temposu neredeyse hiç düşmüyor. Üstelik mizah anlayışı ilk kitaba göre epey gelişen Süreyya Sami, okuyucuyu gülümsetmeden bırakmıyor. Aynı sene yayınlanmış olsalar da ilk kitabından bu yana epey yol kat etmiş görünen Barış Uygur, polisiye tutkunlarını en çok heyecanlandıran isimlerden biri olma yolunda emin adımlarla yürüyor.
Feriköy Mezarlığı'nda Randevu
Barış Uygur
İletişim (2012)
Yıldız Karnesi: **
Cehenem Çiftliğinden Kaçış
Barış Uygur
İletişim (2012)
Yıldız Karnesi: ****
Spor yazarı Kemal Deren, kayıplara karışan eşi Deniz Cengiz'i bulması için Süreyya'nın yardımına başvurunca hikaye başlıyor. Kocasının hakkında fazla bilgiye vakıf olmadığını anladığımız Deniz Cengiz'in peşine düşen Süreyya, Deniz'e ulaşmanın yollarını ararken onun en yakın arkadaşı Emel'le tanışıyor ve aşkın ateşine düşüyor. Bende bir aşk romanının içine iliştirilmiş polisiye hikaye okuduğum hissini uyandıran Feriköy Mezarlığı'nda Randevu, okuyucuyu Süreyya Sami ile tanıştırıyor lakin fazla bir şey vaadetmiyor. Barış Uygur'un politik mesajlarını metne güzelce yedirmek yerine ''kör gözüm parmağına'' şeklinde vermesi de beni bir miktar rahatsız etti. Siyasetin edebiyata bulaştırılmasına karşı filan değilim elbette. Sadece metnin içine ve karaktere yedirilmediğinde fazla didaktik duran siyasi görüş belirtme şeklinden pek hoşlanmıyorum. Bunlar savunduğum görüşler olsa bile. Barış Uygur'un enteresan bir tarzı var. Karakteri gibi gazetelerin eski sayılarını okumaktan zevk aldığını düşündüğüm Uygur, Süreyya Sami'nin bu macerasını 2002 yılında kurguluyor. Hem de o yıla ait siyaset, spor, yaşam vb. detayları kullanarak.
Cehennem Çiftliğinden Kaçış (2012) ise serinin ikinci kitabı. Seri diyorum ama ilk kitabı okumadan buna başlayanlar hiçbir şey kaçırmış olmayacaklar. Zira Barış Uygur, ilk kitapta gördüğümüz ve ikinci kitapta tekrar karşımıza çıkan yan karakterleri okuyucuya hatırlatmayı unutmamış. Bir önceki macerayla arasında bir bağlantı da bulunmadığından dilediğiniz sırayla okuyabilirsiniz kitapları. Polislikten terk Süreyya Sami, yine bir arama-bulma (kurtarma) macerasında bizlerle. Bu sefer ortadan kaybolan polis arkadaşı Cemil'in kızı Zeynep. Üstelik nerede ve kimlerle olduğu da biliniyor ama Zeynep'i almak hiç de kolay iş değil. Çünkü Zeynep, zengin ve eli ayağı düzgün genç kadın ve erkeklerden kendine bir topluluk yaratmış Reis efendinin çiftliğinde kalıyor. Siyasetçilerden polislere, avukat-hakimlerden birçok bürokrata tehdit, şantaj, cinayetle sindirilmiş insanlar ordusunda Zeynep'in evine dönmesine yardım edecek bir Allah'ın kulu yok! Süreyya Sami'den başka. Fazla nazlanmadan sonu bilinmez (evet belki tahmin edilebilir) bir maceraya balıklama atlayan Süreyya'nın bu sefer bir miktar paraya, iyi hazırlanmış bir plana ve deli cesaretine ihtiyacı var. Bir önceki kitabındaki acemiliğini üzerinden atan Barış Uygur kurgusu ile şapka çıkartacak bir polisiye hikayesi kaleme almış. İlk kitabında olduğu gibi, hikaye yine geçmişte, bu sefer 2009 senesinde geçiyor, yine gerçek hayattan alınma detaylarla birlikte. Politik mesajlar bu sefer hiç rahatsız edici durmuyor. Barış Uygur'un akıcı dili ve okuyucuyu hiç sıkmayan anlatımı ile sayfaları çevirip Süreyya'nın macerasına ortak oluyorsunuz. Kitabın temposu neredeyse hiç düşmüyor. Üstelik mizah anlayışı ilk kitaba göre epey gelişen Süreyya Sami, okuyucuyu gülümsetmeden bırakmıyor. Aynı sene yayınlanmış olsalar da ilk kitabından bu yana epey yol kat etmiş görünen Barış Uygur, polisiye tutkunlarını en çok heyecanlandıran isimlerden biri olma yolunda emin adımlarla yürüyor.
Feriköy Mezarlığı'nda Randevu
Barış Uygur
İletişim (2012)
Yıldız Karnesi: **
Cehenem Çiftliğinden Kaçış
Barış Uygur
İletişim (2012)
Yıldız Karnesi: ****
bir rakı masasında buluşsalar süreyya sami, behzat ç.'yi ezer geçer bence. belki de ben artık behzat ç.'den çok sıkıldım.
YanıtlaSilSana katılmakla birlikte şunu da eklemeliyim: Barış Uygur mizahı > Emrah Serbes mizahi
YanıtlaSil